Startuplar Ne Zaman Markalaşmaya Gitmeli?
Gerçekten bir şeyleri başardığına inandığımız markaların hedefleri vardır. Bize söz verirler ve bu sözü mutlaka yerine getirirler. Aynı zamanda insanlara ilham verirler. Bunun karşısında, başarısız markalar ise rastgele işler yapar, sadece bugünü kurtarmaya bakarlar.
Aslında marka kavramı da tam burada devreye giriyor. Harika bir fikrimiz olduğunu düşünüyoruz, ve buna inandık diyelim. Bize inanan insanları da bulduk ve yola çıktık.
Fikrin bir sonucu olan ürünümüze odaklanmaktan bazen ürünün de fikrin de kapsayıcısı olan “marka” konseptini konuşmaya bir türlü sıra gelmiyor. Fakat işin aslı şu ki; aslında markanızın yolculuğu çoktan başladı bile, sadece henüz siz bunun farkında değilsiniz.
Peki, girişiminiz için marka neden önemli? Bunun cevabı çok basit: Fikrinize bir kimlik oluşturmak için… Bu kimlik sayesinde amacımızı karşı tarafa daha net bir şekilde ulaştırabilir ve rekabet içerisinde yerimizi daha sağlamlaştırabiliriz. Böylece binlerce reklama maruz kaldığımız günümüzde, yaptığımız işin mevcut veya olası rakiplerimizden bir adım önde olmasını sağlayabiliriz.
Markalaşma sürecine şunu bilerek başlamalıyız: Marka sadece logonuz, adınız, kullandığınız marka renkleri veya yazı karakteri değildir. Markanızı adeta bir insan gibi düşünebilirsiniz. Nasıl bir bireyin kendi karakteri, kendi sesi, inandıkları, arkasında durdukları, hikayesi ve ruhu varsa bir markanın da vardır.
Markanız, yaptığınız işle tüm paydaşlarınızın (müşteri, yatırımcı, mentorunuz, arkadaşlarınız vs.) üzerinde bıraktığınız etki, zihinlerinde oluşturduğunuz algıdır. Bu yüzden markanız, attığınız her adımda vardır.
Eğer süreci başarıyla yönetebilirseniz, markalaşma size ne sağlar? Bu sorunun yüzlerce cevabı var; fakat en önemli cevaplardan sadece birkaçını sıralamak gerekirse;
- Fiyatta rekabet avantajı sağlar.
- Müşteri kayıp (customer churn) oranını azaltır.
- Müşteri/kullanıcı sadakatini arttırır.
- Reklam harcamalarınızın dönüş oranını arttırır.
- Yeni müşteri/kullanıcı kazanmanızı kolaylaştırır.
- Sadık ve yaptığı işe inanan bir çalışma ekibi sağlar.
Önemi tartışmasız ve üzerine sayısız makale yazılabilecek “markalaşma” konusunda ilerlemek için ilk etapta aşağıdaki birkaç can alıcı başlığa dikkat ederek başlayabilirsiniz:
- MARKA SÖZÜNÜZ VAR MI?
Şirketinizin bütünsel kimliğini oluşturmak için önce vizyonumuzun net olması lazım. Biz neyi değiştirmek, neyi başarmak istiyoruz? Tüm ekip aynı hedefe odaklı ilerliyor mu? Bu hedefimizi bizim hedef kitlemiz biliyor mu? Bunun sözünü müşterimize verdik mi? Bu sorular markamızın sözünü belirlemek ve ulaşmak istediğimiz hedef kitlelere ulaştırmak için çok önemlidir. Şirket misyon ve vizyonu da işte tam burada belirleyicidir.
- KURUMSAL KİMLİĞİNİZ VAR MI?
Kurumsal kimlik bir markanın doğuşunda serüveninin ilk aşaması olmalıdır.
- MEVCUT KULLANICILAR/MÜŞTERİLERİNİZ SİZİN HAKKINIZDA NE DÜŞÜNÜYOR?
Marka sürecine başlamak için en güzel yol mevcut kullanıcı ve müşterilerinizden geribildirim almak olacaktır. Online anketler bunu başarmanın en pratik yollarından biridir.
- İÇERİĞİNİZ ÖZGÜN MÜ?
Pardot’nun yaptığı bir araştırmada, marka takipçilerinin %80’ini etkileyen en önemli faktörün markaların “özgün içerik” sahibi olması olduğu ortaya çıkmış. Stok görseller yine hayatımızda olabilir ama minimumda tutmalıyız.
- TUTARLI MISINIZ?
Her iletişim mecrasında (web-site, blog, sosyal medya kanalları vb.) kullandığımız görseller ve kullandığınız sözcükler tutarlı mı? Kontrol ve tutarlılık sağlam ve uzun soluklu bir markanın temel öğeleridir.
Sonuç olarak; marka süreçlerini planlarken kendi istediğiniz ve beğendiğiniz gibi değil hedef kitlesini düşünerek ilerlemeliyiz. Markanıza dışarıdan bakabilmeli, bunu yapamıyorsak da dışarıdan destek almaya çekinmemeliyiz.
Göksemin Gökalp Özdemir